Avrupa’daki 56 tür yırtıcı kuş ve baykuş türü arasında, üreme populasyonu en az olan türdür. 2008 yılı üreme tahmini 1-10 çift olarak belirlenmiştir. Dünya ölçeğindeki popülasyonu Avrupa’da toplanmamasına rağmen Avrupa’da olumsuz koruma statüsüne sahiptir. Avrupa’daki tek popülasyonu Türkiye’dedir. Türkiyede’ki sayıları da parmakla sayılabilecek rakamlara düşmüştür..Nesli tükenmeye çok yakın türlerimizdendir.
Fiziksel özelliklerinden biraz bahsetmem gerekirse ;
- Büyük, düz bir başı, kalın bir gagası ve kulakları vardır.
- Tüyleri sarımtırak pembemsidir ve gelende dağınık gözükürler.
- Kanatları uzun geniş ve uçları yuvarlaktır.
- Kuyruğu hafif kısa ve aşağı doğru kıvrıktır.
- Kulakları siyah-kahverengi çizgili olup diğer baykuşlara göre daha açılı dururlar.
- Yüz hatları diğer baykuşlara göre daha belirsizdir somurtkan bir ifadeleri vardır.
- Gözleri parlak sarı, göz kapakları donuk kahverengidir.
- Başları, sırtları ve kanat örtüleri çizgili ve siyah-kahverengi beneklidir.
- Kuyruk tüyleri ve uçuş tüyleri geniş siyah-kahverengi çizgili, açık sarımtırak renklidir.
- Kanat altı tüyleri açık sarımtırak, büyük örtü tüyleri beyaz olup el bileklerine uzanan siyah uçları vardır.
- Omuz tüyleri ve bazı dış kanat örtülerinde beyaz ayrımlar görülür.
- Vücudunun alt kısımları daha sade olup gerdanı diğer vücut bölümünden daha açık renklidir.
- Göğsünün ve böğrünün alt kısımlarında düzenli bir şekilde sıralanan ince siyah-kahverengi çizgiler vardır.
- Tüyleri yıprandığında sararır ve kanatlardaki ve kuyruktaki açık renkli bantlar beyazlaşır.
- Gagası kirli donuk sarı, donuk boynuz rengi, donuk yeşilimsi gri veya mavimsi gri olabilir..
- Bacaklarda tüylenme yoktur. Bacaklar ve ayaklar genellikle mavi-gri kimi zaman kirli gri-sarıdır.
Türkiye ' nin yerli türlerinden birisi olan Balık Baykuşlarına Toroslar’ın güneyinde kalan yıl boyu akan nehirlerde, nemli vadilerde ve yaşlı çam ormanlarında rastlayabilmemiz mümkündür ama biraz şanslıysak. Hatay’ın kaçak avcıları tarafından katledildikleri için ülkemizde de sayıları 5-10 tane diyebileceğimiz rakamlara düşmüştür. Evet yanlış okumadınız bir kaç bencil avcılarımız tarafından sayıları zaten az olan bu baykuşlarımız , yok olmaya bırakılmıstır.. Bütün dünyada sadece burada yaşayan bu alttürü de insanlara karşı yaşam mücadelesi vermeye adamış ömürlerini.. Onları gördüğünüz zaman sizleri hiç umursamıyorlar. Daha önce insanla hiç karşılaşmamış gibi davranıyorlar. Gerçekten öyle. İnsanı tanımıyorlar. Sizler ise oranın asıl sahiplerinin onlar olduğunu anlıyorsunuz…VE… Onun o masumiyetini ve kadim bilgeliğini Beyinsizin biri gelip gözlerinin içine baka baka ondan alıyor. Onu acımasızca silahıyla öldürüyor. Bir Balık Baykuşu, insan görünce korkmaz. Çok yaklaşırsanız gözlerini size diker bakar ama sizden ürküp kaçmaz. İnsanla barışçıl bir türdür. Olması gereken budur. Olmasını arzu ettiğimiz budur. Bu devasa baykuş insanı tehdit olarak görmez çünkü günümüze kadar onunla karşılaşabilen pek az insan olmuştur. Şimdilerde ise her yere yol yapılması nedeniyle yaşadıkları yerlerin içlerine kadar arabayla girilebilmiştir.. Elini kolunu sallayan it kopuk buralara girebiliyor. 2009’a kadar gözlerden ırak bir hayat süren bu kuş türümüzün 2000’lerden önce soyunun tükendiği sanılıyordu. Avrupa ve Türkiye’nin içinde bulunduğu Batı Palearktik bölgesinin en nadir rastlanan kuş türü. Türkiye’de 80 milyon insan var ancak maksimum 50 birey Balık Baykuşu var!
Soyları tükenmek üzere. Bu rakamlara, 2009’dan sonra iki sene boyunca bir ekip ile bütün Toros Dağları’nı baştan aşağı dolaşarak ulaşabilen Emin Yoğurtçuoğlu’nun bir gezisi ve gezisindeki yorumları ile devam etmek istiyorum..
Her derin vadiye girdik. Her akan çaya baktık. Sadece 11 birey bulabildik. Bütün Türkiye’de maksimum 50 birey olduğunu tahmin ediyoruz. Buradakiler onlardan ikisinin çektiğim fotoğrafları. İlk sıradaki erkek, ikincisi dişi. Bir çift olmayı ve yuva kurmayı bu zor şartlarda becerebildiler. Eğer onları kimse vurmaz ise belki üreme şansları olur,kim bilir..(Emin Yoğurtçuoğlu)