Annelik duygusu sadece insanlara değil tüm canlılara ait olan bir duygudur. Hatta hangi tür, hangi cins olursa olsun canlıların benzer reaksiyonları gösterdiği nadir duygulardan birisidir. İnsanlar, anneliğin önemini vurgulamak için anneliği özel bir gün ile kutlarlar. Evet, hayvanlar anneler günü kutlamaz ancak bu onların anne evlat bağının güçsüz olduğu anlamına gelmez. Anne hayvan ile yavrusunun arasında çok büyük bir bağ vardır. Bu bağ tıpkı insanlardaki gibi anne karnında başlar.“Gebelik ve doğum, tüm memelilerin dişilerine, doğanın bahşettiği bir mucize, muhteşem bir doğa olayıdır.” Sizlere kedilerde gebelik olayından biraz bahsetmek istiyorum..
### Kedilerde gebelik ne kadar sürer?
Kedilerde gebelik ortalama 65 gün sürer. Kaynaklarda 60-72 gün olarak belirtilir genelde.
Ancak kliniklerde 72 güne kadar süren gebeliklere de şahit olunmuştur.
Gebeliğe hazırlık (kızgınlık süresi) dönemi ne kadar aralıklarla görülür?
Kediler ‘’mevsimsel poliöstrik’’ olarak adlandırılır. Bu da şu anlama gelir. Çiftleşme mevsiminde, gebelik ya da genital bir hastalık olmadığı sürece sikluslar ara vermeden devam eder. Çiftleşme mevsiminde ışık ve ısının etkili olduğu söylenebilir. Ev dışında yaşayan kedilerde, günlerin uzaması ile birlikte sikluslar da başlar, evde yaşayan kedilerde ise sürekli olarak yeterli ısı ve ışık altında oldukları için siklus yıl boyu devam eder.
Kedinizin Gebeliği süresi boyunca nelere dikkat etmelisiniz?
Gebelik, anneyi korumaya ve güçlendirmeye yönelik bir süreçtir, anne sağlıklıysa bebekler de sağlıklı olacaktır.
Kontrollü bir gebelik ise eğer, çiftleşme öncesi rutin koruyu aşılarının ve antiparaziter uygulamalarının yapılmış olmasını önerilir. Zira, gebelik boyunca, acil olmayan tıbbi müdahaleler dışında güvenli kullanım alanı olsa bile tıbbi ürün kullanılması önerilmemekle birlikte bu kedinize zararı olabileceğini düşündüğümüz bir durumdur.. Eğer acil değilse, doğum ve emzirme sürecinin atlatılması hem anne hem de yavrular için en sağlıklı olanıdır.
Yine kontrollü bir gebelikte, çiftleşme tarihinden itibaren, kedinin gıda miktarı düzenli olarak arttırılmalı, çünkü kediler günden güne daha fazla yer ve düzenli olarak kilo almaya başlarlar. Gebeliğin sonuna doğru daha da özenli bir beslenme programı uygulanmalıdır.
Gebe ya da gebe olduğundan şüphelenilen bir kedinin, mutlaka protein ağırlıklı zengin gıdalarla beslenmesi gerekir. Kedilerin ihtiyacı olan özel bazı maddeler vardır ve bunları almaması gebelik ve doğumla ilgili süreci olumsuz etkiler, bunun için doğru besleme oldukça önemlidir. Gebeliğin son dönemlerinde ise öğün miktarı azaltılmalı ama öğün sayısı arttırılmalıdır yani alması gereken günlük mama miktarı bölünerek, sık aralıklarla verilmelidir.
Gebeliğin son haftasına kadar normal aktivitelerini devam ettiren kediler, son haftada biraz daha sakinleşir, daha sakin yerlerde olmayı tercih eder. Kendine yuva yapabileceği güvenli bir alan arayışındadırlar. Bununla birlikte son ana kadar aktifliğini koruyan kediler olabildiği de unutulmamalıdır.
Bu dönemde, kedi için içine rahatça girip çıkabileceği, yavruların içinde rahatça hareket edebileceği ama düşmeyeceği, kolay temizlenen doğum alanları oluşturmak ve kediyi oraya doğumdan bir süre önce alıştırmak kedinin kendini güvende hissetmesini sağlar ve doğum stresini azaltır.
Doğum yaklaştıkça kedinin huzurluğu artacak, iştahı azalacaktır. Özellikle doğuma 12-24 saat kala vücut ısısında azalma hissedilebilir.
Doğum başladığı zaman, yani kasılmalar başlayıp rahim ağzı açıldığında, kedi sık sık kumuna gidip idrar yapma pozisyonu alabilir, yuvasında kazma hareketleri yapabilir ve çok hafif bir akıntı görülebilir.
Bu aşamadan sonra yuvasında değişik sesler çıkararak adeta yabancıları çevreden uzaklaştırır, bazen bu esnada kedilerin mama yediği görülür ve dakikalar içinde –en geç 1-1.5 saat- doğum gerçekleşir.
Kedinin kendi haline bırakılması önemlidir. Zira, güç doğum ya da yavru zarlarının yırtılmaması annenin yardıma ihtiyaç duyacağı zamanlardır. Böyle bir sorun yoksa, anne genelde huzursuzlaşır, doğum esnasında çığlık atabilir ki bu deneyimsiz hasta sahipleri için kaygı verici olabilir ama normal bir davranıştır.
Doğum başladıktan sonra yaklaşık 6 saat içinde tamamlanması beklenir ancak klinik deneyimlerinde 24 saate kadar uzayan doğum süreleri olduğu görülmüştür.
Bu süre içinde anne yavru zarlarını temizler, yavrularını temizler ve solunum ve emme reflekslerini uyarmaya çalışır, kendini temizler. Irklara göre değişkenlik gösteren bir batındaki yavru sayısı bilimsel kaynaklara göre ortalama dört olarak belirlenmiştir.
Güç doğum nedir? Ne zaman veteriner hekime başvurulmalıdır?
Yavru keseleri yırtıldıktan sonra, annede kasılmalar devam ettiği halde yavru gelmiyorsa, ilk yavrudan sonra 2-3 saat geçtiği halde doğum olmuyorsa, kedi sürekli bağırıyor, kendini yani vulva bölgesini yalıyorsa, kanama ya da kötü kokulu akıntı varsa, 24 saati geçtiği halde kedinin kasılmaları ve doğum bitmemişse güç doğum olarak tanımlanabilir ve mutlaka veteriner hekim desteği gerekmektedir. Çok sık olmamakla birlikte basit bir müdahaleden operasyona kadar gidebilecek düzeyde güç doğumlar görülebilmektedir.
Bebekler ve anne nasıl beslenmelidir?
İlk 2-3 gün, ‘’dünyanın en kıymetli sıvısı’’ diye isimlendirdiğimiz kolostrum salgılanır ve yavruların bu sütü almaları, bağışıklık sistemlerinin güçlenmesi açısından çok önemlidir. Anne ilk iki gün yavrularının yanından ayrılmamayı tercih eder. Koruyucudur, hatta bazen iyi huylu kediler bile agresifleşebilir. Bebekler dokunmayı, anneyi yavrulardan uzaklaştırıp yavruları sevmeye çalışmayı kesinlikle önermiyoruz. Bu tip insan davranışları, anne kedinin huzursuzlanmasına, yavrularına yabancılaşmasına sebep olabilir. Yavrularını reddebilir ya da onlara zarar verebilir.
Anne ortalama 4-6 hafta kadar yavrularını emzirir. Bu süre içinde annenin iyi ve doğru beslenmesi çok önemlidir, yavruların sağlığı annenin sağlığına bağlıdır. Sağlıklı yavrular günün neredeyse tamamını uyuyarak geçirirler.
Bu dönemde anne yoksa, yavrular elle besleniyorsa mutlaka 2-3 saatte bir beslenmelidir.
Ev dışında yaşayan ve doğumunu sokakta, herhangi bir yerde gerçekleştirmiş bir anne kedi için gerçekten zor bir süreç başlar. Çünkü hem yavrularını beslemek hem de güvenliklerini sağlamak zorundadır.
Tam bu noktada çok sık yapılan bir hatadan özellikle bahsetmek istiyorum.
Dışarıda, herhangi bir yerde görülen yavru kedi, hemen olduğu yerden alınıp bir veteriner hekimin kontrolüne bırakılmaya çalışılmamalıdır. Uzun bir süre beklenmeli, anne kedinin yiyecek bulmak için gitme ve tekrar geri dönme ihtimali göz ardı edilmemelidir. Sağlıklı bir yavru kedi, uyandıktan sonra ve tekrar acıkıncaya kadar ağlamaz, anne düzenli olarak besliyorsa hiç ağlamaz. Tek başına bulunan yavru kedinin tüyleri parlak, göz ya da burun akıntısı yoksa, ağlamıyorsa annesi mutlaka yakınlardadır. Yavrunun tek başına olduğu düşünülüp alınması hem onun sağlıklı geleceğini engeller hem de annenin hem ruhsal hem de fiziken hastalanmasına neden olur. Bu nokta çok dikkat edilmesi ve bilinçli davranılması gereken bir noktadır.Doğum sonrası yavrularını emzirmeye başlamış olan annede, artık emziremeyeceği için memelerdeki süt pıhtılaşır ve ‘’mastitis’ olarak isimlendirilen, memelerin bakteriyel iltihabı olarak açıklayanabilecek bir süreç başlar, tedavi edilmediği taktirde kan dolaşımı yolu ile tüm vücuda yayılarak, anne kedinin ölümüne sebep olur. Bu nedenle, bulunan her yavru kedi, ‘’annesi yok’’ diyerek insani duygularla, bulunduğu ortamdan alınmamalıdır.
-Yavrular anne ile ne kadar kalmalı?
Yavruların dişleri çıkmaya başladıktan sonra anne emzirmeyi bırakmaya çalışır ki bu aynı zamanda sütün inmesinin bitmeye başladığı zamana da denk gelir. Yani 4-6 haftalık zamana. Bazı anne kedilerin, birkaç ay boyunca yavrularını emzirmeye devam ettiği de klinik deneyimler arasında görülmüştür..
Veterinerler Genel olarak, birinci ayın sonunda yavrulara ek gıda başlanmasını, su içmeye teşvik edilmesini önerirler..
İkinci ayın sonunda, yavru anneden ayrılmaya hazır hale gelir, doğal süreçte de anne yavrunun sosyalizasyonunu sağlar, avlanmayı ve kendi gıdasını kendisinin bulmasını sağlamaya çalışır.
Hayvanlar dünyasında anne yavru ilişkisi tüm ömre yayılan bir süreç değil elbette, üreme türün devamı sağlayabilmek için içgüdüsel olarak hormonlarla kontrol edilen bir süreç.
Yine de, hiçbir canlının yavrusunun annesinden, annesinin yavrusundan doğal olmayan nedenler dışında, özellikle insan eliyle ayrılmasını kesinlikle doğru bulmuyorum.Bu konuda herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum.Kendinize iyi bakın sevgili dostlarım.